Güneydoğu Asya’da 5 yeni yumuşak tüylü kirpi türü keşfedildi

Bilim insanları Güneydoğu Asya’da 5 yeni yumuşak tüylü kirpi türü keşfetti. Keşfedilen türlerden ikisi bilim için tamamen yeniyken, üçü memelilerin ayrıntılı fiziksel gözlemlerinin yanı sıra DNA analizi yapan araştırmacılar tarafından alt türler arasından seçildi.

Çalışma, hem saha çalışmalarından hem de onlarca yıl öncesine ait müze koleksiyonlarından toplanan fiziksel örnekleri ve doku örneklerini analiz etti.

Daha önce, yumuşak tüylü kirpilerin yalnızca iki türü biliniyordu ancak Linnean Society Zooloji Dergisi’nde yayınlanan çalışma toplam sayıyı yediye çıkardı.

Araştırma sorumlusu Arlo Hinckley, çalışmanın hükümetlere “biyolojik çeşitliliği korumak için” ayrılan bütçeye nasıl öncelik verecekleri konusunda karar vermelerinde yardımcı olabileceğini söyledi.

Hinckley, “İnsanların hala keşfedilmemiş memelilerin var olduğunu duyması şaşırtıcı olabilir. Ancak bilmediğimiz pek çok şey var, özellikle de birbirlerinden ayırt edilmesi zor olabilecek küçük türler.” ifadelerini kullandı.

Yumuşak kürklü kirpiler, kirpi ailesine ait sivri bir burnu olan ve dikenli olmaktan ziyade tüylü olan küçük memeliler.

Bilim insanları bu türün görünüşünü bir fare ile kısa kuyruklu bir farenin karışımına benzetiyor.

Bu kirpiler hem gündüz hem de gece aktif ve meyvelerle birlikte böcekleri ve diğer omurgasızları da yediklerine inanılıyor.

YENİ TÜRE “VAMPİR” ANLAMINA GELEN İSİM

Özellikle uzun dişlere sahip olan yeni türlerden birine, Vietnamca’da vampir anlamına gelen Ma cà rồng kelimesinden esinlenerek H. macarong adı verildi.

Koyu kahverengi kürkü olan tür yaklaşık 14 santimetre uzunluğunda ve Güney Vietnam’a özgü.

Biraz daha küçük olan ve 12 santimetre uzunluğunda olan ikinci tür H. vorax’ın koyu kahverengi kürkü, siyah kuyruğu ve çok dar bir burnu olduğu görülüyor.

Adı 1939’da Sumatra’yı ziyareti sırasında onu “doymak bilmez bir iştaha sahip” olarak tanımlayan bilim insanı Frederick Ulmer tarafından konuldu. Tür yalnızca Kuzey Sumatra’daki Leuser Dağı’nda bulunuyor.

Araştırmacılar, hem sahadan hem de Asya, Avrupa ve ABD’deki 14 doğa tarihi koleksiyonundan gözlem için 232 fiziksel örnek ve genetik analiz için 85 doku örneği topladı.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir