Galatasaray iyi oynayarak mı kazandı: Hayır…
Ama sonuna kadar mücadele etti. Topun hiç peşini bırakmadı. İkili mücadelelerde hep ayakta kaldı. Eline geçirdiği fırsatları da değerlendirdi.
Türkiye Ligi’nde büyük takımların kazanması için bunları yapması yeterli.
Başakşehir’in bu maçta da aynı Fenerbahçe maçında olduğu gibi otobüs ve hatta TIR çekeceğini tahmin ediyordum.
Öyle de oldu.
İlk gole kadar Galatasaray rakip ceza alanı içine dahi giremedi. Ancak Barış Alper Yılmaz öyle bir gol attı ki şapkadan tavşan çıkardı. Herhalde yoktan var etmenin tam karşılığı bu goldür.
Barış gerçekten enteresan bir oyuncu. Sahada her şeyini veriyor. Enerjisini kontrollü harcıyor. Rakip defansı sürekli yıpratıyor, her geçen gün tekniğini yükseltiyor ve artık gole daha yakın oynuyor. Tabii hızını unutmamak lazım. Ayrıca bugünkü durumuna gelmesinin nedeni olan Okan hocaya ne kadar teşekkür etse azdır. En eleştirildiği dönemde ona sahip çıktı ve neredeyse baştan aşağıya bir futbolcu imar etti.
Barış’ın tek eksiği sürekliliği. Onu da tamamladı mı seneye buralarda durmaz uçar gider.Tabii bu gol Başakşehir’in direncini kırarken Galatasaray’ın özgüvenini yerine getirdi. Bir de başta de Souza olmak üzere orta alanda oynayan futbolcuların son derece kötü oynaması da konuk takımın silik kalmasına etken oldu.
İlk yarı Barış Alper’in yanında Mertens’i unutmamak lazım. Özellikle Torreira ve Kerem Demirbay’ın hücumda her zamanki gibi etkisiz olunca bütün iş ona kaldı. Dün de hakkını verdi.
Galatasaray Türkiye’de kontrollü oyunu en iyi yapan takım. Hele bir de iki golle öne geçince onların elinden maçı almak sadece mucizelere bağlı.
Sonuç olarak Galatasaray kazandı. Mücadele vardı iyi futbol yoktu. Ama futbolda tabii ki sonuç önemli. Galatasaray onu da aldı.